Çağın hastalığı obezite giderek yaygınlaşmakta ve ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezite, insan vücudunda kalp ve damar sistemi, başta olmak üzere tüm sistemleri etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir durumdur.

YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ ve OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)

Ocak 2010

Çağın hastalığı obezite giderek yaygınlaşmakta ve bizleri tehdit etmektedir. Obezite, insan vücudunda kalp ve damar sistemi, başta olmak üzere tüm sistemleri etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır. Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar. Obezite için en yaygın kullanılan ölçüm, Beden Kitle İndeksi ya da İngilizce adıyla "Body Mass Index" (BMI) ve bel çevresi ölçümüdür. BMI, vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m²) bölünmesi ile hesaplanır. Bu değer yaş ve cinsiyetten bağımsızdır. Bununla beraber, BMI kullanımı, çocuklarda, hamile kadınlarda ve çok adaleli kişilerde doğru sonuç vermez. Obezite depo yağların yağ hücrelerinde birikmesi ile karekterize olup, vücut kitle indeksinin 30kg/m2 üzerinde olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kişileri vücut kitle indekslerine göre gruplandırmıştır.Obeziteden bahsederken yalnız vücut kitle indeksinin değil aynı zamanda bel çevresi ölçümünün (>88cm) de önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Jinekolojik açıdan bakıldığında obezite erken puberte (ergenlik),açıklanamayan vajinal kanamalar, idrar kaçırma ve artmış kanser riskiyle birliktelik gösterir.

Obezitenin yardımcı üreme teknikleri üzerine etkisi halen tartışmalıdır. Son yapılan çalışmalar obezitenin tedavi sonuçlarını ağırlıklı olarak olumsuz etkilediği yönündedir. Bunlar arasında tedavi süresinin uzaması, fazla miktarda ilaç dozunun kullanılması,östradiol seviyesi ve olgun yumurta sayısının etkilenmesi,siklus iptal oranlarını arttırması,implantasyon(tutunma) ve embriyo transfer oranlarını olumsuz etkilemesi sayılabilir.Obezite yalnız kadın açısından değil erkek açısından da üreme fonksiyonları üzerine olumsuz etki yapabilir. Şişman olan erkeklerde testosteron dediğimiz erkeklik hormonu düzeyinde düşüş olur. Şişmanlık ileri düzeylere ulaştığında bu azalma daha da fazlalaşır ve bu durum, cinsel istekte azalma, iktidarsızlık, sperm sayı, şekil ve hareketliliğinde bozulmalarla sonuçlanabilir.

Kontrollü ovaryen stimülasyon yapılan hastalarda tedavi süresinin uzadığı, yanıtın azaldığı ve asenkron folikül gelişiminin arttığı gösterilmiştir. Azalmış yumurtalık cevabına bağlı olarak ta östradiol seviyeleri istenilenden düşük kalmaktadır.

Obez kadınlarda polikistik over sendromu(PKOS) sık rastlanan bir durumdur. Bu grup hastada PKOS’a yönelik tedavi uygulanarak hastanın kilo vermesi(diet ve metformin kullanımı)sağlanabilir. Yapılan çalışmalarda obezitenin özellikle genç hastalarda tedavi üzerine olumsuz etkisi olduğu gösterilmiştir. Şu ana dek olan bilgilerimiz obezitenin yumurta toplama işlemini olumsuz etkilemediği yönündedir. Ancak bazı çalışmalarda obez hastalardan daha az sayıda yumurta elde edildiği gösterilmiştir. Özellikle vücut kitle indeksi 40’ın üstünde olanlarda bu daha belirgindir. Yine yapılan bazı çalışmalarda döllenme oranlarının obez hastalarda daha düşük olduğu gösterilmiştir. Östrojen düzeylerinin yüksek olmasına bağlı olarak endometrial(rahim içi zar) doku duyarlılığı (reseptivite) olumsuz olarak etkilenmekte ve endometrial polip oluşumlarına daha sık rastlanmaktadır.

Obezite ile ilgili diğer bir tartışmalı konu da, ister doğal isterse tüp bebek yöntemiyle elde edilmiş olsun bu olgularda erken gebelik kayıplarının artmış olmasıdır. Bu gerek embriyo gerekse endometrium dediğimiz rahmin iç zarı ile ilişkili olabilir. Hormon salgılanmasının etkilenmesi ve insülin rezistansının bozulması düşükleri tetikleyebilir.

Çocuk isteği olan fazla kilolu kişiler, kilolarının yaklaşık %8-10'unu verdiklerinde, üreme hormonlarının işleyişiyle ilgili ciddi düzelmeler başlar, ancak önemli olan, bu kilo kaybının yağ dokusundan gerçekleşmesidir. Bilinçsizce yapılan diyetlerde yağdan ziyade su ve kas kaybı olmaktadır. Bu nedenle çocuk arzusu olan kilolu çiftlerin tedavilerine başlamadan önce başarıyı arttırmak ve sağlıklı yaşamın kapılarını açmak için, bir beslenme uzmanıyla görüşerek sağlıklı ve düzenli kilo vermelerini sağlamak gerekir.

 

Daha detaylı bilgi için;

Dr. Nur Dokuzeylül (nur.dokuzeylu@memorial.com.tr)