Hepatit B enfeksiyonu Hepatit B virüsünün karaciğer dokusunda enfeksiyona yol açmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Virüs şiddetli belirtilere yol açabileceği gibi sinsice de seyredebilir. Enfeksiyon sonrası tam şifa hali olabilir ya da hastalık kronikleşerek kalıcı hale gelebilir. Hepatit B erişkinlerin %5-10’unda...
Nisan 2012
Hepatit B enfeksiyonu Hepatit B virüsünün karaciğer dokusunda enfeksiyona yol açmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Virüs şiddetli belirtilere yol açabileceği gibi sinsice de seyredebilir. Enfeksiyon sonrası tam şifa hali olabilir ya da hastalık kronikleşerek kalıcı hale gelebilir. Hepatit B erişkinlerin %5-10’unda kronik olarak seyretmektedir.
Viral hepatitlerin birçok tipi vardır ve tüm dünyada gebelikte karaciğer fonksiyon bozukluğunun en sık nedeni viral hepatitlerdir. Hepatit E virüsü dışında viral hepatitlerin klinik özellikleri gebelerde ve gebe olmayanlarda farklılık göstermez. Viral hepatitin tipi (A, B, C vb), enfeksiyonun evresi (akut, kronik, geçirilmiş vs) ve şiddetine göre değişmekle birlikte anne adayı ve bebek için değişen düzeylerde risk oluşur ve yakın takip gerekir.
Gebe kalmak isteyen her kadın gebelik öncesi viral hepatitler yönünden taranmalıdır. Viral hepatit gebelik sırasında tespit edilirse serolojik testler ve gerekirse viral yük bakılmalı bebeğe geçiş konusunda aile bilgilendirilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır. Annenin serolojik göstergelerine göre bebeğe geçiş riski değişmektedir. Karaciğer enzimleri gebelikte birçok nedene bağlı olarak yükselebileceği için viral hepatit tanısında bu durum dikkate alınmalıdır. Enfeksiyonun ciddiyetini belirlemede en önemli test karaciğer fonksiyon testleridir. Şikâyeti olmayan olgular için ayda bir takip yeterlidir. Gebeliğin ilerleyen aylarında bu takip daha da sıklaştırılır.
Hamilelik öncesi tüm kadınlar hepatit B ve C yönünden taranmalıdır. Hepatit C gebelikte son derece nadir görüldüğünden tüm gebelerin taranması yerine riskli olguların taranması yönünde de görüşler vardır. Ancak genel sağlık taraması açısından gebelik öncesi tüm kadınlarda viral hepatit yönünden değerlendirme daha uygun bir yaklaşımdır. Bu tarama gebeliğin başında ve doğum öncesi tekrarlanmalıdır. Bu tarama anne adayının gebeliğe sağlıklı olarak başlaması, gerekirse tedavinin gebelik öncesi yapılması veya tedavide kullanılacak ilaçların fetüse olası yan etkileri yönünden dikkatli olunması açılarından önemlidir.
Anneden bebeğe doğum öncesinde veya erken yenidoğan döneminde geçiş (vertikal geçiş) en sık hepatit B’de ikinci sıklıkta hepatit C’de gözlenir. Hepatit A’da geçiş çok nadirdir. Geçiş riski serolojik gösterge, viral yük ve gebeliğin evresine göre değişmektedir. Viral yük vücut sıvılarında virüs miktarının ölçülmesi yoluyla tesbit edilir. Hepatit B’de HBeAg ve HBV DNA pozitifliği vertikal geçiş oranını %80-95’lere kadar çıkarabilmektedir. Yenidoğan döneminde geçiş olursa hepatitin kronikleşmesi oranı yüksektir.
Hepatit B taşıyıcısı bir kadın tüp bebek tedavisi yoluyla çocuk sahibi olabilir. Kronik hepatit hastalarının gebe kalmalarında tıbbi bir sakınca yoksa karaciğer yetmezliği bulguları ortaya çıkmamışsa tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olabilirler. Taşıyıcı yada kronik hepatit B olgularında mikro enjeksiyon yöntemi kullanılabilir. Sperm parametrelerinin iyi olduğu olgularda yeterli sayıda yumurta alınmışsa klasik IVF denilen tüp bebek tekniği tercih edilmelidir.
HBV enfeksiyonu gebelik sırasında saptanmışsa girişimsel işlemler önerilmez. Hepatit amniyosentez için çok uygun bulunmayan bir durumdur. Düşük riskte olmakla birlikte anneden bebeğe geçişe yol açabilir.
Hepatitli hastalarda HIV virüsü bulunanlarda olduğu gibi isteğe bağlı sezaryenin koruyucu etkisi gösterilememiştir. Ancak su kesesi açılmışsa ve bu süre uzamışsa ya da normal doğum vakum veya forseps gibi bir müdahale gerektirecekse sezaryen tercih edilebilir. Aşılamalar ile birlikte normal doğumla sezeryan arasında doğum sonrası bulaşda fark yoktur. Pasif immun globulin ve aşılar daha belirleyicidir. Bu yüzden Dünya sağlık örgütü hepatit B li annelerde isteğe bağlı sezeryan ile doğumu önermez.
Yapılan çalışmalar hepatit taşıyıcısı annelerin kordon kanında yüksek oranda virüs tespit edildiğini ortaya koymaktadır. Viral bulaşma riskinin olması nedeniyle hepatitli annelerin bebeğinin kordon kanı saklanması önerilmemektedir.
Erkeğin kullandığı antiviral ilaçlar başta ribavarin olmak üzere sperm üzerinde olumsuz etkilere ve doğumsal defektlere yol açabilirler. Eşi antiviral tedavi gören kadınların altı ay süreyle korunmaları önerilir. Hayvan çalışmaları interferonun sperm parametreleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. Bu nedenle interferon alımının tüp bebek tedavisinde sakıncası yoktur.
Son yıllarda hepatitler başta olmak üzere bulaşma riski olan tüp bebek yapıldığında enfeksiyonlarda güvenlik yöntemleri son derece gelişmiştir. Bu tür olguların özel olarak ayrılmış bölümlerde, yüksek güvenlik standartlarında mikroenjeksiyon işlemleri yapılmaktadır. Sperm hazırlığı çift tabakalı dansite gradient yöntemiyle yapılarak spermlerin virüslerden arındırılmasına çalışılır. Oositlerin yani yumurtaların denudasyon denilen kabuklarından temizlenmesi işlemi sırasında özellikle bol flushing (yıkama) yapılarak benzer bir arındırma işlemi yumurtalar için de yapılır. Gamet (sperm veya yumurta) veya embriyoların dondurulması alanında yeni geliştirilen teknoloji sayesinde bulaşma riski tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Yüksek güvenlikli tanklarda birbirleriyle teması mümkün olmayan ayrı bölümlerde dondurma ve saklama işlemi yapılmaktadır.
Daha detaylı bilgi için;
Dr. Müstecep Kavrut (mustecep.kavrut@memorial.com.tr)