İnfertilite (kısırlık) nedenleri yaklaşık yarı yarıya kadın ve erkek faktörleri arasında paylaşılmış iken, tüp bebek tedavisinde infertilite nedeni erkeğe bağlı da olsa, tedavi süreci büyük oranda kadın üzerinden yürütülmektedir...
Ocak 2016
İnfertilite (kısırlık) nedenleri yaklaşık yarı yarıya kadın ve erkek faktörleri arasında paylaşılmış iken, tüp bebek tedavisinde infertilite nedeni erkeğe bağlı da olsa, tedavi süreci büyük oranda kadın üzerinden yürütülmektedir. Tüp bebek tedavisinde ilk basamak olan yumurtaların geliştirilmesi ve ovulasyonun (çatlama) gerçekleştirilmesi için kadına, nedene yönelik bireyselleştirilmiş farklı tedaviler uygulanır doğal menstrüel döngüden farklı olarak çok sayıda yumurta geliştirilmesi amaçlanır ve süreç yumurta toplama ve ardından gelen işlemlerle devam eder. Bu tedavi süreci başarılı veya başarısız olsun genellikle kullanılan ilaç süresi çok kısadır.
Çiftlerin ve özellikle ilaçlara maruz kalan kadınların aklına gelen en önemli sorulardan biri de kullanılan, doğal döngüye göre fazla miktarda hormon seviyelerine neden olan bu ilaçların uzun dönemde kansere neden olup olmadığıdır. Bu konu hakkında yakın zamanda tıp literatüründe yazılmış makaleleri inceleyen ve toparlayan bir derleme yazılarak bu soruya cevap aranmıştır. Bu yazıda gelişmesi muhtemel olan kanserlerin çok uzun dönem sonra ortaya çıkması, kanser gelişimi için çok farklı nedenlerin bulunması, çalışmalar için kontrol gruplarının net oluşturulamaması ve taraf tutma şüphesiyle yayınların güvenilir olmaması, infertil (çocuk sahibi olmayan) kadınların zaten doğasında kanser oranının artmış olması net sonuçların bulunmasını engelleyen faktörlerdir. Bu nedenlere bağlı olarak kanserlerin oluşup oluşmadığı kanıt seviyeleri; güçlü, orta seviyede güçlü ve zayıf olarak belirtilerek okuyuculara tavsiye verilmiştir. Kanser türlerine göre bakıldığında;
Elde edilen bilgiler ışığında önerilerimiz, infertil kadınların doğası gereği over, endometrium ve meme kanseri riskinin artmış olduğunun bilinmesi ve fakat fertilite ilaçları ile bu riskin artmadığı konusunda hastaların cesaretlendirilmesidir. Risk artışının minimal olduğu not edilirken; borderline tümörlerin seyrinin yavaş ve iyi prognozlu olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca borderline over tümörlerinden kaçınmak için ilaç kullanmamanın önerilmesi için yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Dr. Ali Emre Tahaoğlu