Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) konusunda en son çalışmaların ilk kez sunulduğu bu oturuma katılımcıların ilgisi büyüktü. Kongrede Over rezervi kısıtlı hastalarda gebeliğe ulaşma zamanının PGT yapılan vakalarda yapılmayanlara göre anlamlı bir şekilde kısaldığı, düşük ve kromozom bozukluğu olan gebelik oranlarının anlamlı olarak azaldığı sunuldu.
Kasım 2017
Kongrede ayrıca PGT'nin embriyoya zarar vermeden uygulanabileceği embriyonun içinde kültür edildiği kültür sıvısından kromozom tanısı yöntemi sunuldu. Yakın gelecek için çok umut vaad eden bu yöntemin sex kromozomları için %100 diğer kromozomlar için %96’dan daha fazla doğrun tanı verdiği bildirildi. Embriyo biyopsisinin doğan bebeklerin sağlık durumuna etkisinin sunulduğu bir diğer sunumda ise SART (Society for Assisted Reproductive Technology) verileri sunuldu.
Bu verilere göre biyopsi yapılan ve yapılmayan olgular arasında bebeklerin doğum ağırlığı dahil diğer özellikleri yönünden herhangi bir farklılık göstermediği belirtildi. Ayrıca genişletilmiş genetik hastalık taşiyicilik testlerinin (expanded carrier screening, ECS) önemi ve klinik kullanımdaki avantajları tartışıldığı sunumlarda bu testlerin PGT yapılma endikasyonlarını arttıracağı ve böylece birçok riskli durumun önlenebileceği sunuldu.