PGT-A Yöntemi İle Elde Edilen Kromozomal Olarak Sağlıklı Bir Embriyonun Transferi Sonrası Gebelik Sonuçları Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Mayıs 2021
Günümüzde ileri anne yaşı, şiddetli erkek faktörü, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları ve tekrarlayan gebelik kaybı gibi pek çok farklı endikasyon ile preimplantasyon genetik tanı olarak da bilinen PGT-A yöntemi uygulanmaktadır (Resim 1).
Resim 1: Preimplantasyon genetik tanı için yapılan trofoektoderm biopsi işlemi
Gebeliğin ilk üç ayında izlenen gebelik kayıplarının en sık nedeni gelişen embriyolardaki kromozom sayısının normal olmamasıdır. Özellikle tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olan çiftlerde bu duruma sebep olabilecek tüm anatomik, hormonal ve metabolik nedenler araştırıldıktan sonra, PGT-A yöntemi ile elde edilen kromozomal açıdan sağlıklı bir embriyonun transferi, bu çiftlerde sıklıkla uygulanan yöntemlerden biri haline gelmiştir.
Fakat, özellikle embriyolardaki kromozom sayısı veya yapısal bozukluklardan kaynaklanan gebelik kayıplarını önlemeye yönelik olarak uyguladığımız bu yöntem ile elde edilen bir embriyonun transferi sonrası, yine de gebelik elde edilememesi veya oluşan gebeliğin kaybedilmesi mümkündür.
Bu faktörleri ortaya koymak için merkezimizde Ocak 2017 – Mart 2020 tarihleri arasında NGS (next generation sequencing) yöntemi ile preimplantasyon genetik tanı uygulanan ve kromozomal olarak sağlıklı 2041 embriyonun transferi sonrası elde edilen 1492 gebelik sonucu incelenmiştir. Bu verilerin detaylı incelenmesi neticesinde; çiftin öyküsünde tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olduğunda, buna yol açabilecek tüm anatomik ve hormonal sebepler düzeltilse dahi; kromozom sayısı normal bir embriyonun transferi sonrasında; diğer endikasyonlarla PGT yapılan olgulara göre gebelik kaybı oranının daha yüksek olduğu izlenmiştir (Resim 2).
Resim 2: Farklı endikasyonlar ile Preimplantasyon genetik tanı (PGT-A) uygulanan olgularda
euploid – kromozom sayısı normal – bir embriyo transferi sonrası gebelik kaybı görülme oranları
Ek olarak; vücut kitle indeksinin yüksek olması, çikolata kisti hastalığı olarak bilinen endometriozis ve adenomyozis durumlarının varlığı, dondurulmuş embriyo transferi için yapılan endometrial hazırlık sürecinin tipi, transfer edilen embriyonun kalitesi ve embriyo gelişimi esnasında birbirine eşit olmayan hücre bölünmelerinin görülmesi gibi faktörlerin, kromozomal olarak sağlıklı bir embriyo transfer edilse dahi gebelik kaybı görülme riskini artırdığı görülmüştür (Resim 3- Resim 4).
Resim 4: Embriyo kalitelerine göre gebelik sonuçlarının karşılaştırılması
Çok yakın bir zamanda dünya çapında en prestijli kongrelerden biri olarak kabul edilen Avrupa Üreme ve Embriyoloji– ESHRE kongresinde alanında uzman çok sayıda değerli meslektaşımızla da tartışacağımız bu veriler ışığında; euploid yani kromozom sayısı normal bir embriyonun transferi sonrasında gebelik başarısını etkileyen, gerek birden fazla euploid embriyosu olan olgularda embriyo seçimi, gerekse olgunun kendisine ait düzeltilebilir tüm faktörler gibi etkenler detaylı olarak incelenmelidir.
Doç. Dr. Beril Yüksel