Yapılan istatistiklere göre Amerika’da 25-44 yaş arasındaki kadınların %21’i ve erkeklerin %22’si sigara içmektedir. Sigara içmenin gebe kalabilme, sperm parametreleri, erken gebelik ve tüp bebek tedavi sonuçları üzerine muhtemel olumsuz etkileri gösterilmiştir.

Kısırlık ve sigara

Ocak 2016

Yapılan istatistiklere göre Amerika’da 25-44 yaş arasındaki kadınların %21’i ve erkeklerin %22’si sigara içmektedir. Türkiye istatistik kurumunun 2012 verilerine göre 25-44 yaş arasındaki kadınların %19’u ve erkeklerin %52’si sigara içmektedir. Sigara içmenin gebe kalabilme, sperm parametreleri, erken gebelik ve tüp bebek tedavi sonuçları üzerine muhtemel olumsuz etkileri gösterilmiştir. Literatür sigara ve kısırlık arasında bir ilişkinin olduğunu ve sigaranın bırakılması sonrası bir ay içinde gebe kalma şansının normale döndüğünü desteklemektedir. Toplum bazlı yapılan büyük ölçekli çalışmalarda diğer faktörlerden bağımsız olarak sigaranın korunmasız ilişki sonrası canlı doğumun oluşması ihtimalini olumsuz olarak etkilediği gösterilmiştir. Sigara içenlerde kısırlığın içmeyenlere göre 1,6 kat daha fazla görüldüğü yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Benzer şekilde sigara içenlerde gebelik oluşmasının gecikmesi sigara içmeyenlere oranla daha yüksek oranda görülmüştür. Gebeliğin12 ay üzerinde gecikmesi oranı sigara içenlerde içmeyenlere göre %54 oranında daha fazla görülmektedir. Gebelik oluşuncaya kadar geçen sürenin günlük içilen sigara sayısı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Çiftlerden herhangi birinin aktif sigara içmesinin olumsuz etkileri vardır.

Menopoz sigara içenlerde içmeyenlere göre 1 ile 4 yıl daha erken görülmektedir. Bu etkinin doz ile ilişkili olması sigara içmenin yumurtalıklardaki follikül kaybını hızlandırdığını desteklemektedir. Sigara dumanının içindeki kimyasallar follikül kaybını arttırmakta ve üreme fonksiyonlarının azalmasına yol açabilmektedir.

In vitro fertilizayon (IVF) yani tüp bebek için tedavi alan sigara içicilerinde yumurtalıkların gelişmesini uyaran hormonların günlük verilecek dozu sigara içmeyenlere göre daha fazla olmaktadır.

Yapılan çalışmalarda sigaranın erkek üreme potansiyelini azalttığı henüz gösterilememiş olsa dahi sigaranın sperm sayısı, hareketliliği, antioksidan aktivitede azalma ve sperm şekilsel yapısı üzerinde muhtemel olumsuz etkileri gösterilmiştir. Sigara içenlerde sperm sayısındaki azalma ortalama %22’dir ve doz-bağımlıdır yani içilen sigara sayısı ile orantılı olarak sperm sayısı azalmaktadır.

Doğal yolla yada tüp bebek tedavisi ile olan gebeliklerde düşük oranı sigara içenlerde daha yüksek oranda görülmektedir. Bir çalışmada 14-39 yaş arası kadınlarda sigaranın düşüklerin %16’sından sorumlu olduğu bulunmuştur. Sigaranın içinde bulunan nikotin, karbon monoksit ve siyanid gibi kimyasallar plasental yetmezliğe, bebekte gelişme geriliğine yol açabilir. Dış gebelik ile sigara arasında da bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Vaka- kontrol çalışmasında günde 20 den fazla sigara içenlerde dış gebelik riski 3,5 kat daha fazla görülmektedir. Çoğul gebelik riski de sigara içenlerde daha fazla görülmektedir.

Çiftlerin her ikisininde sigara içmesi canlı doğum oranlarını azaltmaktadır. 9 çalışmayı içeren bir analizde sigara içenlerde gebelik sigara içmeyenlere göre %40 daha az görülmektedir. Yapılan başka bir analizde sigara içenlerde gebeliğe ulaşmak için yapılan tüp bebek deneme sayısı 2 kat daha fazladır. Kadının sigara içtiği her yıl başarısız olacak tüp bebek deneme siklusu riski %9 artmaktadır. Sigara içenlerde daha fazla ilaç gereksinimi, düşük östrojen düzeyleri, daha az yumurta sayısı, daha fazla iptal edilen siklus sayısı, daha düşük implantasyon (embyonun rahim içine yerleşmesi) oranı ve daha fazla başarısız döllenme siklusu görülmektedir. Sigaranın bu zararlı etkileri tedavi olan ileri yaş kadınlarda daha belirgindir. Tüp bebek sigaranın gebe kalma şansındaki azalma etkisini ortadan kaldıramamaktadır.

Özet olarak, mevcut biyolojik, deneysel ve epidemiyolojik veriler ile kısırlık vakalarının %13’ü sigara içmeye dayandırılabilir. Sigara içmek üreme fonksiyonlarının kaybını hızlandırır ve menopoz zamanını 1 ile 4 yıl öne çekebilir. Kadınlarda sigaranın azalmış gebe kalma sıklığı ve artmış düşük ve dış gebelikle ilişkili olduğu ile ilgili iyi düzeyde kanıtlar bulunmaktadır. Sigara içme ile tüp bebek sonuçları arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır. Sigara içenler içmeyenlere göre gebelik elde etmek için yaklaşık 2 kat daha fazla tüp bebek denemesinde bulunmaktadır. Sperm parametreleri sigara içenlerde daha düşüktür ve bu etki doz bağımlıdır. Ancak, sigaranın henüz erkek üreme potansiyelini azalttığı gösterilememiştir. Pasif içicilik ve duman maruziyetinin olumsuz etkileri yeni anlaşılmıştır ve sigara dumanına aşırı maruz kalan sigara içmeyen kişilerin üreme sonuçları sigara içenlerde gözlenen kadar olabilir. Sigarayı bırakmak için nikotin tedavileri birinci basamak tedavi olarak düşünülmelidir.

Sonuç olarak biriken kanıtlar sigarayı bırakmak için önleyici yaklaşımların alınmasını ve hem kadın hem erkekde sigara dumanına maruziyetin ortadan kaldırılmasını desteklemektedir. Klinisyenler sigaranın bırakılmasını eğitim vererek, gözlemleyerek ve devamlı kişisel destek ile kolaylaştırabilirler.

 

Dr. Nadiye Dugan