Üreme çağındaki kadınlarda yumurtalık fonksiyonlarını azaltan veya ciddi şekilde tehdit eden en önemli durum kanser nedeni ile uygulanacak olan kemoterapi ve/veya radyasyon tedavisidir...
Şubat 2015
Kanser, üreme fonksiyonlarının kaybı ve erken menopoza yol açabiliyor. Üreme çağındaki birçok genç kanser hastası, tedavi sonrası yumurtalık rezervleri azalacağı için doğurganlığını kaybetme riski ile karşı karşıya kalabiliyor. Oysa üremeyi sağlamaya yönelik embriyoların, yumurta ve yumurtalık dokusunun dondurularak korunması gibi bir dizi üreme koruyucu yöntem bulunuyor.
Yumurta rezervi yıllar geçtikçe azalıyor
Yumurtalık rezervi, kadının yumurtalıklarında o andaki üreme kapasitesini gösteren yumurtaların sayısını ifade eder. Kadınlar, yumurtalıklarında doğumdan menopoza kadar gittikçe azalan, kısıtlı sayıda ve tekrar yenilenemeyen belli bir yumurta rezervi ile doğarlar ve bu rezerv her kadın için bireysel farklılık gösterir. Doğumda yaklaşık 2 milyon yumurta olan havuzda, bu sayı 37 yaşında 25 bine, menopozda da binden daha az rakamlara düşmektedir. Kanser tedavisinin yumurtalık üzerine etkisi ise yumurta rezervinde dramatik azalma şeklinde olmaktadır. Günümüzde üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen meme kanseri tedavisi sonrası çok yüksek oranda kür sağlamaktadır. Anne olma arzusu taşıyan bu kadınlarda cerrahi sonrası verilen kemoterapi ve radyoterapi tedavileri yumurta hasarına yol açabileceğinden bu vakalarda üremeyi koruyucu yöntemler açısından bilgilendirme son derece önemlidir.
Yumurta rezervindeki hasarı belirleyen faktörler
Genç hastalar daha şanslı
Bir hasta ne kadar genç, yumurtalık rezervi ne kadar iyi ise kanser tedavisi sonrası yumurtalık fonksiyon kaybı o kadar az olacaktır. Kanser tedavi sonrası yumurtalık fonksiyonlarındaki kayıp, öncelikle adet düzensizliği ve adet kesilmesi (%15-52) şeklinde ortaya çıkar. Yumurtalık rezervindeki azalma nedeniyle üreme potansiyeli kaybolur ve erken menopoz gelişebilir.
Tekrar düzenli adet görmeye başlamak yanıltıcı olabilir
Kanser tedavisi sonrası; yaş, tedavi sırasındaki rezerv, tedavi tipi, doz ve süreye bağlı olarak hastaların bazılarında adetlerde normale dönme görülebilir. Ancak adet görmek, kişinin üreme fonksiyonlarının iyi olduğunun göstergesi değildir. Tedavi sonrası adetleri düzenli olan hastalar bile menopoza beklenenden daha erken girebilmektedir. Kemoterapi ya da radyoterapi, yumurtalarda kromozom bozukluğuna sebep olabileceğinden, tedaviden en az 6 ay sonra gebeliğe izin verilmektedir.
Üremenin korunması için sunulan seçenekler
Adjuvan kemoterapi ve radyoterapi verilmeden önce hastalar ile kendi durumlarına göre aşağıdaki seçenekler tartışılır. İlk bilgilendirme vakayı ilk kez gören cerrah tarafından ve onkolog tarafından yapılmalı ve vaka daha detaylı bilgi almak için fertilite uzmanına yönlendirilmelidir.
Embriyo dondurma: Evli çiftlerde ilk seçenektir. Canlı doğum başarısı dondurularak saklanan embriyolarda taze embriyo transferi ile eşittir. Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde dondurulmuş çözülmüş embriyo transferi başına canlı doğum oranları 35 yaş altı hastalarda %50, 35 - 40 yaş arası olgularda ise %35 civarındadır. Vakalar başarı oranları konusunda detaylı olarak bilgilendirilmektedir.
Yumurta dondurma: Evli olmayan hastalarda ilk seçenektir. Bunun için hızlı dondurma (vitrifikasyon) yöntemi kullanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar vitrifikasyon yönteminin başarısının yüksek olduğunu göstermiştir. Hastanemizde vitrifikasyon yöntemi ile yumurta dondurma işlemi hem kanser hastalarında üremeyi korumak amacı ile hemde rezervi azaltmakta olan ve henüz evli olmayan vakalarda üremeyi koruma amaçlı dondurulmaktadır.
Yumurtalık dokusu dondurma: Bu yöntem seçili hastalara sunulmaktadır. Dünyada bu yöntem ile elde edilmiş henüz 37 canlı doğum vardır. Özellikle bekar, ergenlik dönemindeki veya öncesinde olan kişiler ya da tedavisinin hemen başlaması gereken hastalar ilk seçenektir.
Başarı oranını etkileyen en önemli faktör, yumurta dondurulurken hastanın kaç yaşında olduğu ve kaç yumurtasının dondurulduğudur. Yaklaşık 1800 hastanın verileri analiz edilerek yapılan araştırmaya göre 30 yaşındaki bir hastanın vitrifikasyon yöntemi ile dondurulmuş 6 yumurtası çözüldüğünde canlı doğum ihtimali %24, 40 yaşındaki bir hasta için ise bu oran %13 olarak saptanmıştır. Aynı hastanın eğer çözülecek 2 yumurtası varsa oranlar %21 ve %11,7 şeklinde azalacaktır.
Kanser tedavisi gören hastalara özel yöntemler
Yumurta ve embriyo dondurmak için kontrollü olarak yumurtaların geliştirilmesi gerekmektedir. Buna kontrollü ovaryan stimülasyon (KOS) denilmektedir. KOS’a adetin 2. ya da 3. günü başlanmakta ve yaklaşık 2 haftalık bir süre gerekmektedir. Ayrıca tedavide kan estrojen düzeylerinde belirgin artış olmaktadır. Dolayısıyla çoğu onkolog özellikle estrojen bağımlı kanseri olan hastalarının embriyo ya da yumurta dondurmasını önermemektedir. Halbuki çok yeni ve özel KOS protokollerinde özellikle estrojen duyarlı kanserlerde tedavi sırasında estrojenin yükselmesine izin vermeyen aromataz inhibitörleri tercih edilmektedir.
Kanser hastalarına adet döneminden bağımsız yumurta geliştirme tedavisi
Fertilite uzmanı olan kadın doğum uzmanları, kanser hastalarını ayrıntılı olarak bilgilendirmelidir. Bu hastaların büyük kısmı meme kanseri olan kadınlardan oluşmakta ve çoğu kemoterapi almaktadır. Cerrahi tedavi sonrasında mümkün olan en kısa zamanda kemoterapinin başlaması önerilmektedir. Son yıllarda geliştirilen yeni tedavi yöntemleri, hastanın adet döneminden bağımsız olarak herhangi bir zamanda yumurta geliştirme tedavisine başlamaya imkan tanımaktadır. Bu yeni uygulama ile normalde adetin 2. ya da 3. gününde başlanan yumurta geliştirme tedavisine, herhangi bir dönemde başlanılabilmekte ve en geç 2 hafta içinde yumurtalar toplanabilmektedir.
Daha detaylı bilgi için,
Doç. Dr. Aylin Pelin Çil (aylin.cil@memorial.com.tr)