Çiftlerin 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi olmaksızın düzenli ilişkiye girmelerine rağmen çocuk sahibi olamamaları kısırlık olarak değerlendiriliyor.
Ocak 2014
Çiftlerin 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi olmaksızın düzenli ilişkiye girmelerine rağmen çocuk sahibi olamamaları kısırlık olarak değerlendiriliyor.
Çocuk sahibi olamayan çiftlerde sorunun % 50 erkekten, % 50 ise kadından kaynaklandığı belirten ve kısırlığın erkeğe ait faktörleri hakkında bilgi veren Memorial Şişli Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Murad Başar, bunları testis öncesi, testise ait ve testis sonrası nedenler olmak üzere üç gruba ayırdıklarını belirtiyor.
Kısırlığın altta yatan nedeninin bulunması için detaylı bir öykü, kullanılan doğum korunma yöntemleri, kullanım sıklığı ve şekli, geçmişe ait öykünün dikkatlice incelenmesi, geçirilen ameliyatlar ve kullanılan ilaçlar gibi birçok bilginin değerlendirilmesiyle beraber tam bir fizik muayene yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Başar, fizik muayeneden sonra ise semen analizi ile meni içinde spermin olup olmadığına bakılması gerektiğini açıklıyor. Eğer erkekte sperm yoksa bu durumun azospermi olarak adlandırıldığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Başar, spermi olan erkeklerde ise sperm sayısı, spermin hareket yüzdesi ve şekilsel değerlendirilmesinin yapılarak değişik tanılarla fertilite veya infertilite durumu hakkında bilgi sahibi olduklarını kaydediyor. Bunun dışında hormonal değerlendirme yapılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Başar, bu değerlendirmenin azospermisi olan veya sperm sayısı ciddi anlamda az olan erkeklerde önemli olduğunu belirtiyor.
Erkek kısırlığında tedavinin, altta yatan nedenlere bağlı olarak şekillendiğini belirten Prof. Dr. Başar, varikoselin sperm üretim kanallarındaki probleminin cerrahi olarak düzeltilmesi ve enfeksiyon varsa spermin iltihap hücrelerinden arındırılmasına yönelik tedavi imkanlarının olduğunu kaydediyor. Tedaviden en fazla fayda gören hasta grubunun hormonal problemi olan kişiler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Başar, bu hastaların azospermi dahi olsa ilaç tedavisiyle çocuk sahibi olabileceklerini vurguluyor. Bunun dışında çeşitli kısırlık tablolarında yardımcı üreme yöntemlerinin uygulanabileceğini anımsatan Prof. Dr. Başar, çiftlerin mikroenjeksiyon yöntemiyle de çocuk sahibi olabildiklerini sözlerine ekliyor.
Azospermi sorununun ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Başar, tıkayıcı olan azospermide lokal anestezi altında aspirasyon yöntemiyle sperm elde edilebileceğini ve bu spermlerin yardımcı üreme yöntemlerinde kullanılabileceğini belirtiyor. Sperm yapımının bozukluğuna bağlı gelişen azospermide ise sperm kanallarından örnekler alarak sperm elde etmeye çalıştıklarını belirten Prof Dr. Başar, bu yöntemin başarı şansının % 40-70 arasında değiştiğini sözlerine ekliyor.
Daha detaylı bilgi için
Prof. Dr. Murad Başar (murad.basar@memorial.com.tr)