Bu hikaye filmlere taş çıkartır... 4 yaşında lösemiye yakalanan Sude'nin küçük dünyasında, oyuncaklar ve parklar yerine ilaçlarla hastane odaları oldu. Ancak 5 yıl önce 'dünya tıp literatürüne giren' bir yöntemle doğan Sıla'nın kemik iliği ablasına hayat verdi. Sude artık sağlıklı, minik kurtarıcı ise ailesinin her şeyi...
Kasım 2012
Bu hikaye filmlere taş çıkartır... 4 yaşında lösemiye yakalanan Sude'nin küçük dünyasında, oyuncaklar ve parklar yerine ilaçlarla hastane odaları oldu. Ancak 5 yıl önce 'dünya tıp literatürüne giren' bir yöntemle doğan Sıla'nın kemik iliği ablasına hayat verdi. Sude artık sağlıklı, minik kurtarıcı ise ailesinin her şeyi...
Türkan YILMAZER / turkan.yilmazer@aksam.com.tr
Sinem ve Necmi Solak çiftinin 4 yaşında Akut Miyeloid Lösemi (AML-M4) hastalığına yakalanan kızları Sude'yi iyileştirmek için dünyaya getirdikleri Sıla'nın kemik iliği ablasına can oldu... 4.5 yılda tümüyle sağlığına kavuşan Sude, kanını paylaştığı kız kardeşi Sıla'yla artık bambaşka bir hayata umutla bakıyor. Solak Ailesi'nin yüz güldüren hikayesi onları aştı, dünya tıp literatürüne de geçti. Bu hastalıkta, genetik ayıklama yapılarak gerçekleşen doğum ve başarı sağlanan kemik iliği nakli dünyadaki ilk vaka oldu.
Şimdi 12 yaşında tamamiyle iyileşmiş ve gelecekte tiyatro oyuncusu olmak isteyen, keman çalan Sude'nin sıkıntılarla dolu hikayesi 4 yaşındayken başladı.
2004'te AML-M4 teşhisi konulan Sude için yapılan tedaviler, kullanılan ilaçlar bir türlü iyileşmesine yardımcı olamadı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde tedavi gören küçük kız için doktorları kemik iliği naklini önerdi. Önce anne baba, yakın ve uzak akrabalar araştırıldı, ardından da Türkiye ve dünyada kordon kanı ve ilik bankalarına soruldu. Ancak her seferinde yanıt aynıydı, uyumlu ilik bulunamıyordu.
Kızlarının gözlerinin önünde erimesine dayanamayan ailenin karşısına kardeş seçeneği çıktı. Eğer iliği Sude'ye tümüyle uyumlu bir kardeşi dünyaya gelirse ondan alınacak kordon kanı veya ilik hayatını kurtarabilirdi.
Ancak doğacak bebeğin iliğinin yüzde 100 uyacağının garantisi yoktu. Tüm umutların tükendiği 2005 yılında Memorial Şişli Hastanesi'nden Prof. Dr. Semra Kahraman'a başvuran aile, bunun mümkün olabileceğini öğrendi. Uzun ve zorlu bir sürecin ardından sağlıklı ve kemik iliği uyumlu bir bebek sahibi olabileceklerdi. Prof. Dr. Kahraman, bu yöntemin dünyada da yeni geliştirildiğine dikkat çekti. Kahraman, '2003'te 'HLA tiplemesi' denilen özel bir yöntemle laboratuvar ortamında embriyolar oluşturuldu. Bunların arasından da hastayla yüzde 100 uyumlu kemik iliğini taşıyanlar seçilip anneye transfer edildi' dedi.
Anne Solak ise, İstanbul Tıp Fakültesi ile Memorial Şişli Hastanesi arasında geçen o umutlu ama sıkıntılı süreci şöyle anlattı:
Sude'nin iyileşebileceğini söylediler. Bu çok büyük bir umuttu. Ama bu bebeğin dünyaya gelebilmesi de zorluk taşıyordu. Doktorlar, 'Çok fazla yumurta gelişmesi, embriyo oluşması lazım ki aralarından genetiği uyumlu ve sağlıklı bebek bulunabilsin. Bu arada tüp bebeğin tutunabilmesi için de moralinin iyi olması gerekiyor' dedi. Oysa ben her gün kızımla lösemiye karşı mücadele veriyordum...
İlk denemede başarılı olunamadı. Ancak Solak Ailesi, 2006'nın ilk aylarında tekrar Memorial Şişli Hastanesi'ne başvurarak ikinci kez denemeye karar verdi. Bu kez 12 embriyodan Sude'ye uyumlu ve sağlıklı olduğu belirlenen 2 embriyo, Sinem Hanım'a transfer edildi. İki gün sonra da iki embriyodan birinin tutunabildiği haberi geldi. Fedakar anne, hamilelik sürecini de zorluklarla geçirdi.
Ve günler geçti, 'kurtarıcı melek' Sıla 3 Nisan 2007'de dünyaya geldi. O anlar hala hafızasında canlı olan anne Solak, 'İşte o an, ablasının kurtarıcısı olarak gördüğüm bu bebeğin, evladımın gerçek duygusunu içimde hissettim. Evet bir misyonu vardı ama o bizim güzel kızımız olacaktı' diyerek duygularını dile getirdi.
Doğumun hemen ardından kız kardeşini kucağına alan Sude de, küçük kurtarıcısının kulağına ismini fısıldadı: Sıla...
Doğduğunda kordon kanı yetersiz gelen minik Sıla'nın bir yaşının dolması beklendi. Ve 9 Mayıs 2008 tarihi Solak Ailesi'nin hayatının dönüm noktası oldu... Sıla, 10 kilograma ulaştığında İstanbul Tıp Fakültesi'nde Prof. Dr. Sema Anak ve arkadaşları tarafından kemik iliği nakli gerçekleştirildi. İşte o nakil günü artık evde ikinci bir doğum günü olarak kutlanıyor.
Aile, operasyondan 6 ay sonra tedavinin işe yaradığı müjdesiyle 4 yıl boyunca ara verdikleri hayatlarına geri dönüyor. Doktorlar ise 9 Mayıs 2013'te nakilden sonraki 5 yılını tamamlayacak olan Sude'nin artık tamamen iyileştiğini müjdeledi. Ardından ekledi: Artık Sude'in yeniden bu hastalığa yakalanma riski diğer sağlıklı insanlarınki kadar...
Ablasına bir 'gelecek armağan' eden Sıla şimdi 5 yaşında, anaokuluna giden küçük bir kız oldu. O da büyüdüğünde başka insanların hayatlarını kurtarmak için silahşör olmayı hedefliyor. Rüyasında silahşör olduğunu gördüğünü de söyleyen Sıla'nın anne-babasından bir de isteği var: Kendisine ait bir at...
ŞİMDİ 12 yaşında bir genç kız olan Sude için hastanelerden uzak yaşamak çok özel bir duygu... Yaşadığı zorlu süreci içinde bulunduğu sevgi çemberiyle aşıyor. İyileşir iyileşmez saçlarını uzatan ve maskesini atan Sude'yi en çok yıpratan ise maskeli olduğu için ona sorulan sorular ve dikkat çekici bakışlar olmuş. Şimdi maskeli birini gördüğünü dertleştiğini söyleyen Sude, şunları söyledi:
Maskesiz hayat çok güzel, rahat nefes alabiliyorum. Maskeli birini gördüğümde onu üzmemek için konuyu uzatmıyorum. Uzun saçlı kişilere de çok özeniyordum ama artık benim de öyle oldu. Sıla'yı çok seviyorum...
Sude her yıl 24 Mayıs'ta kendi doğum gününü ve 9 Mayıs'ta da yeniden dünyaya gelişini bir pastayla kutluyor. Tabii Sıla da her 9 Mayıs'ta mumu birlikte üfleyerek ona eşlik ediyor.
Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek Bölümü Başkanı Prof. Dr. Semra Kahraman, 'küçük mucize' için şunları söyledi:
Dünyada 2003 yılından itibaren geliştirilen bu yöntemi eşzamanlı olarak Türkiye'de uyguluyorduk. Bizim yaptığımız öncelikle tüp bebek tedavisi ve ardından embriyolarda genetik inceleme... İlk önce Sude'nin annesine yumurta hücrelerini olgunlaştıran hormonlar verildi. Bunun sonrasında gelişen 8 yumurta hücresinin her biri Sude'nin babası Necmi Bey'in sperm hücreleriyle birleştirildi. Gelişen embriyolardan birer hücre detaylı bir şekilde incelendi. Sonuçta iki embriyonun Sude'yle uyumlu olduğu saptandı ve annenin rahmine transfer edildi. Hamilelik gerçekleşti ve 2007 yılında sağlıklı ve ablası Sude ile yüzde 100 uyumlu Sıla bebek doğdu. Sude, 'embriyolarda HLA tiplendirmesi sonrası dünyaya gelen sağlıklı kardeşten alınan kemik iliği' ile iyileştirilen dünyadaki ilk AML hastası. Bu başarılı tedaviyi bilimsel literatür yoluyla 'dünyadaki ilk vaka olarak' yayınladık.
- Nakilin ardından Sude'nin iyileşmesi ve İstanbul Tıp Fakültesi'nden taburcu olması bir partiyle kutlandı. Doktoru pastasına ikinci hayatı için, iki mum dikti,
- 9 Mayıs 2008 büyük gün... Sıfırıncı gün denilen bu günde, Prof. Dr. Sema Anak ve meslektaşları Sude'yi nakil anına keyifle hazırladı.
- Kemoterapi süreci bir çocuk için ağır olsa da Sude, oyunlarla, arkadaşlarının mektuplarıyla oluşturulan sevgi çemberiyle bu sürecin üstesinden gelebildi.
6 Temmuz 2007'de Sude ile Sıla'nın hikayesi AKŞAM gazetesinde manşet olmuştu. Sude iyileştiğinde, iki güzel kardeşi Sağlık Editörümüz Türkan Yılmazer ziyaret etti.
Bu ve benzeri güncellemelerimizden daha hızlı haberdar olmak için kurumsal facebook sayfamıza abone olabilirsiniz (http://www.facebook.com/memorial.tupbebek).
Haber: http://www.aksam.com.tr/kardeslikleri-dnalarinda-gizli--147809h.html adresinden alınmıştır.