Günümüzde infertil çiftlerin çocuk sahibi olma umudunu arttıran yardımcı üreme teknikleri, mutlu sonuçları ile beraber maddi ve manevi olarak hastalara ve topluma yük olmakta, zaman ve enerji gerektirmektedir...

Anti-Müllerian Hormon (AMH) Over (Yumurtalık) Rezerv Testi Olarak Kullanımı ve Buna Göre Uygulanacak Tedavinin Seçimi

Ocak 2012

Günümüzde infertil çiftlerin çocuk sahibi olma umudunu arttıran yardımcı üreme teknikleri, mutlu sonuçları ile beraber maddi ve manevi olarak hastalara ve topluma yük olmakta, zaman ve enerji gerektirmektedir. Bu nedenle uygun hastaların tedavi programına alınması ve bireysel özelliklere uygun tedavinin seçilmesi çok önemlidir. Böylece over rezervinin tayini ile başarı oranı artırılabilir. Günümüzde over rezerv tayinin önemi gitgide artmaktadır.

Over rezervi iki faktöre bağlıdır; primordial follikül havuzu ve oosit kalitesi. Primordial follikül havuzunda primer folliküller gelişerek sekonder (preantral) folliküller oluşur. Bunlar antral follikül havuzunu oluşturur. AMH; overlerde gelişmekte olan folliküllerdeki (içinde yumurtaların ve onu çevreleyen hücrelerin olduğu sıvı dolu kesecikler) granüloza hücrelerinden salgılanan bir protein hormondur. AMH, öncelikle overlerdeki primordial follikülden gelişen primer folliküllerde üretilmektedir. Follikül büyüdükçe AMH düzeyi artmakta ve en üst düzeyine, preantral ve küçük antral follikül (< 4 mm) düzeyinde ulaşılmaktadır. AMH düzeylerinde menstrüel siklus boyunca dalgalanmalar görülmez. Bu nedenle AMH düzeyinin ölçülmesi;  over rezervi testlerinden E2, FSH ölçümü ve ultrasonografik (antral follikül) muayenede olduğu gibi mensin 2-4. gününü gerektirmemekte, siklusun herhangi bir günü ölçüm yapılabilmektedir. 

 

 

AMH değeri; laboratuvar ortamında elde edilen, kişisel yorumdan bağımsız somut bir değerdir. Buna karşın antral folikul sayısı tespiti USG ile yapılır. USG değerlendirmesinde interobserver farklılıklar olabilir. Antral folikul sayısı hem klinisyenin deneyimine hem de kullanılan cihazın kalitesine bağlıdır. Bu da antral follikül sayısının over rezervini değerlendirmede ne kadar güvenilir olacağı sorusunu aklımıza getirmektedir. Over rezervini tespit etmek için; kadın yaşı ve FSH, E2 (estradiol), inbibin B gibi hormonlara göre AMH’nın daha iyi bir belirleyici olduğu gösterilmiştir.

Tüp bebek tedavisi sırasında over cevabını belirlemede serum AMH düzeylerinin yol gösterici olduğu bilinmektedir. Elde edilen oosit sayısına göre over cevabı ile AMH arasında ilişki olduğu anlaşılmıştır. Önümüzdeki yıllarda geleneksel olarak over rezervi tayininde kullanılan parametrelere eklenen AMH’nın Tüp bebek tedavisinde başarı oranını artıracağına inanılmakta ve hastanın tedavi sırasında karşılaşabileceği sorunlar hakkında önceden bilgilendirilmelerini sağlamaktadır. Antimülleryan hormon tüp bebek tedavisine başlarken gerek over rezervi düşük, gerekse çok yüksek kadınların belirlenmesi ve uygun tedavi protokollerinin seçilmesinde kullanılmaktadır.

Ancak AMH yumurta kalitesini belirleyemediği için, kadınlarda gebe kalma ihtimalini tam olarak ortaya koyamaz. Özellikle çok düşük değerlerde AMH değerleri olan ve tüp bebek tedavisi yapılan kadınlarda gebelik elde edilebildiği için, sadece bu değere bakarak tüp bebek tedavisinden vazgeçmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

Over rezervi azalan kadınlarda, bu durumun önceden bilinmesi çiftin yaşayacağı stresi azaltarak, tedavide karşılaşabileceği sorunlar hakkında daha önceden bilgilendirilmelerine;  tedaviye yanıtın zayıf, tedavinin iptal olasılığının yüksek, toplanan yumurta sayısının daha az ve gebelik oranının düşük olacağı gibi bilgileri sağlamaktadır.

Yumurtalık rezervi çok yüksek kadınlarda ise tüp bebek tedavisinde kullanılan hormon ilaçları ile ovaryan hiperstimülasyon sendromu (OHSS) adı verilen, aşırı uyarılan yumurtalıklarla ilgili bazı sorunlar oluşabilmekte ve bazen ağır seyrederek kadın yaşamını tehdit edebilmektedir. Bu test ile olası bir risk önceden belirlenerek, tüp bebek tedavi protokolü kadına özel seçilebilir. Böylece uygun protokol ve düşük ilaç dozları ile tedavi daha kontrollü yürütülebilmektedir. OHSS riskinin çok yüksek olduğu kadınlarda ise çift, tedavi öncesi bilgilendirilerek, gerekirse embriyoların tümüyle dondurulması ve daha sonraki aylarda çözülerek transferi de planlanabilir.

 

Daha detaylı bilgi için,

info@tupbebek-genetik.com