Tüp bebek ve üreme endokrinolojisinde alanında en prestijli kongrelerden biri olarak kabul edilen ve her yıl binlerce kişinin katılımı ile düzenlenen uluslararası 37. ESHRE (European Society of Human Reproduction and Embryology) kongresi bu yıl 26 Haziran-1Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirildi. Bu yıl da 8000’den fazla kişinin katılımının gerçekleştiği ESHRE Kongresi’ne Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek ve Üreme Genetiği Merkezi olarak 3 tanesi sözlü sunum olmak üzere 7 çalışma ile katkıda bulunduk.

Temmuz 2021


1. The clinical and morphokinetic factors indicating a risk of pregnancy loss after a euploid embryo transfer

Euploid embriyo transferi sonrası gebelik kaybına etki eden klinik ve morfokinetik faktörler

B.Yuksel, G. Özer, I. Duzguner, S. Kahraman

Gebelik kaybına neden olabilecek tüm anatomik ve hormonal sebepler ortadan kaldırıldıktan sonra; vücut kitle indeksinin yüksek olması, tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü, çikolata kisti hastalığı olarak bilinen endometriozis ve adenomiyozis durumlarının varlığı, dondurulmuş embriyo transferi için yapılan endometrial hazırlık sürecinin tipi, transfer edilen embriyonun kalitesi ve embriyo gelişimi esnasında birbirine eşit olmayan hücre bölünmelerinin görülmesi gibi faktörlerin, kromozomal olarak sağlıklı bir embriyo transfer edilse dahi gebelik kaybı görülme riskini artırdığı görülmüştür.

2. Parental whole-exome sequencing allows the discovery of genetic causes of extreme IVF phenotypes such as oocyte/embryo developmental arrest and recurrent low fertilization

Oosit faktörü ve embriyo gelişim arresti gibi zorlu IVF olgularında yapılan tüm exom dizileme testleri bu olgularda yeni genetik etkenleri ortaya çıkarmaktadır.
A. Capalbo, S. Buonaiuto, G. Damaggio, M. Cetinkaya, B. Yuksel, C. Simón, V. Colonna, S. Kahraman.

Merkezimizde yurtdışı ile ortak yürüttüğümüz ve tekrarlayan embriyo gelişim arresti, tekrarlayan düşük oosit maturasyonu veya döllenme başarısızlığı öyküsü olan olgularda çalıştığımız tüm exom dizileme testleri, bu soruna sebep olduğu bilinen genler dışında yeni aday genleri ortaya çıkarmıştır. Bu genlerin bazılarının DNA hasarı ve onarım mekanizmalarında görevli genler olduğu görülürken, bazılarının ise hücre iskeletinin düzenlenmesinde, hücre polarizasyonunda ve hücre içi transportun düzenlenmesinden sorumlu genler olduğu tespit edildi. Yeni tespit edilen bu genetik özelliklerin verifiye edilebilmesi ile bu verilerin açıklanamayan infertilite olarak tanımlanan fakat tekrarlayan denemelerinde embriyo gelişim sorunu, düşük oranda olgun yumurta eldesi veya döllenme başarısızlığı yaşayan olgularda yeni tedavi alternatiflerinin keşfedilmesine olanak sağlayacağına inanmaktayız.


3. Usage of laser during trophectoderm biopsy and its affect on PGT-A results and mosaicism

Trofoektoderm biopsisi esnasında lazer kullanımının PGT-A sonuçlarına ve mozaisizm görülme oranlarına etkisi

H.K. Yelke, Y. Kumtepe Colakoglu, B. Yuksel, M. Cetinkaya, S. Kahraman

Mozaiklik, embriyonun farklı hücre gruplarında öploid ve anöploid hücrelerin bir arada bulunması olarak tarif edilebilir. Mozaik embriyo oluşumunda farklı teoriler ortaya konmuştur. Biyopsi işlemi sırasında lazer kullanılması, hücre zarını etkileme riski olduğu için minimum düzeyde olmalıdır. Merkezimizde yapılan biyopsi işlemlerini geriye dönük olarak incelendiğinde Ocak 2017-Aralık 2020 tarihleri arasında 13 000 ’i aşkın embriyonun değerlendirilmesi sonucunda 5088 tanesinde biyopsi sırasında lazer kullanıldığı, 7800 embriyoda ise lazer kullanılmadan mekanik biyopsi yapıldığı görülmüştür. Sonuçlar, lazer kullanılmayan vakalarda, embriyo kalitesinden bağımsız olarak mozaiklik oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir.


4. Initial β-hCG levels and the increase rates after 2 days are effective in predicting pregnancy outcomes in single blastocyst transfer in frozen-thawed or fresh cycles.

Taze ve dondurulmuş çözülmüş embriyo transfer sikluslarında başlangıç β-hCG  seviyesi ve 2 gün sonraki artış düzeyleri gebelik sonuçlarını öngörmede etkilidir. 

G. Ozer, B. Yuksel, I. Duzguner, S. Kahraman

Merkezimizde 2016 Ocak- 2019 Aralık tarihleri arasında 3834 FET ve 771 FRESH siklusta tek blastosist transferi yapılan ve pozitif gebelik testi elde edilen olguların bhcg sonuçları değerlendirilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde ilk bhcg değeri ve 2 gün sonra yapılan bhcg artış oranlarının erken gebelik kayıplarını tahmin etmede ve canlı doğuma ulaşma oranlarını belirlemede etkili olduğu görülmüştür.

5. Are cycle outcomes different in frozen embryo transfer in obese and overweight women compared to normal weight cases?

Dondurulmuş çözülmüş embriyo transfebr sikluslarında kilolu ve obez hastaların sonuçları normal kilolu bireylere göre farklılık gösterir mi?

U. Gokturk, S. Kahraman.

Vücut kitle indexinin 30 kg/m2 ve üzerinde olduğu durum obesite olarak tarif edilmektedir. Obezitesi olan olgularda dondurulmuş çözülmüş embriyo sikluslarında vücut kitle indeksi artışı ile birlikte düşük oranlarının arttığı ve canlı doğuma ulaşma oranının azaldığı gözlenmiştir. Kilo ne kadar artarsa düşük oranı da benzer şekilde artmakta ve devam eden gebelik ters orantılı olarak azalmaktadır.

6. Incidence of mosaic embryos in day-6 blastocysts, may late blastulation predispose to mosaicism?

6.gün blastokiste ulaşan embriyolarda mozaisizm oranları, geç blastulasyon mozaisizm görülme oranını artırır mı?

M. Cetinkaya, M.A. Tufekci, C. Cinar Yapan, S. Kahraman

Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek ve Genetik Merkezi'nde yapılan bilimsel çalışmalar çerçevesinde ESHRE 2021 Kongresinde yapılan poster sunumunda blastosist aşamasında 5. gün veya 6. günde ulaşan embriyolarda yapılan PGT-A testinde mozaiklik yüzdeleri paylaşılmıştır. On bine yakın, blastosist aşamasına 5. gün  veya 6. günde ulaşmış embriyonun PGT-A sonuçlarında saptanan mozaisizm oranları karşılaştırıldı. 6.günde blastosist aşamasına ulaşıp PGT-A yapılan embriyolarda mozaiklik ile karşılaşma oranı 5. günde blastosist aşamasına ulaşmış embriyolara göre istatiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu. 

7. PGT-M for two or more disease carrier patients diagnosed after whole exome sequencing.

B. Kara, M. Cetinkaya, S. Kahraman

Çoğu çift, etkilenmiş bir çocuğu olana kadar kalıtsal bir genetik hastalığın taşıyıcısı olduğunu bilmemektedir. Özellikle ülkemizde akraba evliliklerinin yüksek oranda olduğu düşünülür ise çiftlerde genetik hastalık taşıyıcılık riski de yüksektir. Bu yönde risk altındaki çiftlerde genetik taşıyıcılık veya tüm ekzom dizileme testleri uygulanarak genetik hastalıklar için tarama yapılabilmektedir. Bu testler aynı zamanda akraba evliliği olmayan çiftlere de uygulanarak olası riskler engellenebilmektedir. Eğer çiftin taşıyıcılığı tespit edilirse tüp bebek uygulaması paralelinde yürütülen PGT-M ile sağlıklı çocuk sahibi olmaları sağlanabilmektedir. Ocak 2017 - Ekim 2020 tarihleri arasında İstanbul Memorial Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'ne başvuran 12 çift için multigen PGT-M incelemeleri yapıldı. Sekiz çiftin iki farklı hastalık taşıyıcısı olduğu ve dört çiftin üç farklı hastalık taşıdığı taşıyıcılık testleri ve tüm ekzom dizileme ile belirlenmişti. 26 gen (20 otozomal çekinik, dört otozomal dominant ve iki X'e bağlı çekinik) için toplam 28 farklı gen çalışması yapıldı. 12 çiftten 9'u tedaviye başladı ve sekiz çifttin 4 tanesi sağlıklı bebeklerine kavuştular, iki tane gebelik devam ederken bir çiftin gebelik sonucu negatif geldi bir çiftte ise biyokimyasal düşük ile sonuçlandı. Kalıtsal hastalıklı bebek sahibi olmamaları için, çiftlere tüm ekzom ve genetik taşıyıcılık panelleri, azalan maliyetleri de gözönüne alınarak önerilebilmektedir.​