Uluslararası akademik çevrelerce en önemli kongrelerden biri olarak kabul edilen ve bu yıl da 7000’den fazla kişinin katılımının gerçekleştiği ESHRE Kongresi’ne Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek ve Üreme Genetiği Merkezi olarak biri sözlü sunum olmak üzere 7 çalışma ile katkıda bulunduk.
Temmuz 2020
Her yıl binlerce kişinin katılımı ile düzenlenen uluslararası 36. ESHRE (European Society of Human Reproduction and Embryology) kongresi bu yıl 5-8 Temmuz tarihleri arasında COVID-19 pandemisi nedeni ile sanal konferans şeklinde gerçekleştirildi. Uluslararası akademik çevrelerce en önemli kongrelerden biri olarak kabul edilen ve bu yıl da 7000’den fazla kişinin katılımının gerçekleştiği ESHRE Kongresi’ne Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek ve Üreme Genetiği Merkezi olarak biri sözlü sunum olmak üzere 7 çalışma ile katkıda bulunduk.
Çalışmalarımızın özeti şöyle idi:
1) Incidence of multiple births in relation to current regulations in Turkey regarding the number of embryos transferred.
Türkiye’de mevcut yönetmelik dahilinde transfer edilen embriyo sayısına göre çoğul gebelik oranları.
I. Duzguner, S. Kahraman, S. Duzguner, Y. Sahin, F. Sagır, B. Yuksel, U. Gokturk.
Türkiye’de 2010 yılında yürürlüğe giren Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliği gereğince 35 yaş altı olgularda ikiden fazla başarısız tüp bebek uygulaması ve 35 yaş üstü olgularda ise deneme sayısına bakılmaksızın iki embriyonun transfer edilebilmesini mümkündür. Ancak mevcut yönetmelik çoğul gebelik oranlarını azaltmak için yayınlanmasına rağmen tek embriyo verilmesi planlanan çiftlerin yönetmeliği örnek göstererek tek embriyo yerine iki embriyo transferi taleplerini artırmıştır. Merkezimizde 2014-2018 yılları arasında tek ve iki blastosist transferi yapılan 5918 olguların canlı doğum oranları arasında fark bulunmamış ancak iki blastosist transferi yapılan olgularda ikiz gebelik oranlarının 35 yaş ve altı olgularda %49,4 oranında dramatik olarak arttığı gözlenmiştir. 35-42 yaş arası olgularda izlenen çoğul gebelik oranı ise %27 oranında ve bu yaş grubuna göre oldukça yüksek bulunmuştur.Verilerimizin de gösterdiği gibi iki blastosist transferi yapılan olgularda 42 yaşa kadar ikiz gebeliklerin dramatik oranlarda artmaktadır. Çoğul gebeliklerin anne adayında hipertansiyon, diabet gibi, bebekte ise serebral palsi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilmesi nedeni ile merkezimizde iyi yanıtlı olgularda 42 yaşa kadar iyi kalitede tek blastosist transferi tercih edilmektedir. Bu strateji ile çoğul gebelik oranlarımız 2005 yılından bu yana %49,4’ten %4,9’a kadar azaltılmıştır. Böylece çoğul gebeliklere bağlı ortaya çıkan komplikasyonlarda dramatik azalma sağlanmıştır.
2) Is there a critical LH level for hCG trigger after the detection of LH surge in modified natural frozen thawed blastocyst transfer cycles? Clinical outcomes.
Modifiye natürel dondurulmuş embriyo transferi sikluslarında LH surge sonrası hCG ile trigger için kritik bir LH seviyesi var mıdır?
Y. Şahin, S. Kahraman, U. Gokturk, B. Yuksel, F. Gokdagli Sagir, G. Ozer.
Merkezimizde dondurulmuş embriyo transferlerinde sıklıkla tercih ettiğimiz modifiye natürel siklusta endometrium hazırlığında farklı serum LH değerlerinin gebelik oranlarında fark oluşturup oluşturmadığı incelenmiştir. LH seviyesi bir kez yükselmeye başladığında (>15mIU/mL) pik düzeylerine kadar (LH>40 mIU/mL) olan süreçte hCG ile tetikleme yapılmasının gebelik oranlarında fark oluşturmadığı görülmüştür. Modifiye natürel sikluslarda gerçek natürel sikluslarda olduğu gibi çok sıkı hormonal ve ultrasongrafik takip gerektirmemesi açısından LH değeri bir kez rise gösterdiğinde hCG verilmesi hem ovulasyonu tetiklemekte, hem embriyo transfer gününü planlamakta yardımcı olmakta ancak çok daha önemlisi lüteal faz desteği sağlamaktadır.
3) Severe haematoperitoneum after transvaginal oocyte retrieval related ovarian bleeding could be mostly managed by conservative treatment: 9577 cases of one clinician’s experience in 5.5 years.
OPU sonrası ovarian kanamaya bağlı ciddi hemoperitoneum büyük oranda konservatif tedavi ile yönetilebilir. 5,5 yıl içerisinde bir hekim tarafından yapılan 9577 OPU’nun sonuçları.
M. Aygun, C. Pirkevi Çetinkaya, M. Cetinkaya, B. Yuksel, S. Kahraman.
Yumurta toplama işleminin en sık görülen komplikasyonları arasında kanama ve pelvik enfeksiyon yer almaktadır. Merkezimizde son 5 yıl içerisinde tek operatörün gerçekleştirdiği 9577 yumurta toplama işlemi incelendiğinde şimdiye kadar 20 vakada kanama komplikasyonu oluştuğu izlendi. Olguların sadece 3’ünde laparoskopi gerekmiş diğer 17 olguda ise herhangi bir cerrahi işleme gerek kalmamıştır. Bu hastalar sadece gözlemde tutularak taburcu edilmişlerdir. 9577 vaka içerisinde enfeksiyon veya apse gelişen hiçbir hasta olmadığı bildirildi. Tecrübeli IVF uzmanlarınca yapıldığında OPU işleminin riskleri göz ardı edilecek kadar düşük bulunmuştur.
4) Incidence of mosaic embryos in translocation carriers: Are translocation carriers more predisposed to generate mosaic embryos?
Translokasyon taşıyıcılarında mozaik embriyo görülme insidansı: translokasyon taşıyıcılarında embriyolarda mozaisizm görülme sıklığı daha yüksek midir?
M. Cetinkaya, M.A. Tufekci , C. Cinar Yapan , S. Kahraman
Günümüzde preimplantasyon genetik tanı (PGT) yöntemi ile embriyolarda sayısal ve yapısal kromozomal anormallikleri (anöploidi) tespit edilebilmektedir. Trofoektoderm hücrelerinde farklı yapıda kromozom dizilimlerine sahip hücrelerin bir arada bulunmasına mozaisizm adı verilir.
Merkezimizde 8239 trofoektoderm biopsisi sonuçları incelendiğinde toplam mozaisizm görülme oranının %11 olduğu tespit edilmiştir. Kadın Robertsonian translokasyon taşıyıcılarında %15,4; Resiprokal translokasyon taşıyıcılığında ise %2,3 mozaisizm saptanmıştır. Erkek Robertsonian translokasyon taşıyıcılarında mozaisizm %23,7 Resiprokal translokasyon taşıyıcılığında ise %4,2 olarak saptanmıştır. Genel olarak hem kadın hem erkek Robertsonian tipi translokasyon taşıyıcılığı durumunda embriyolarda mozaisizm görülme oranlarının arttığı izlenmiştir. Bu durumun; Robertsonian tipi dengeli translokasyonlarda sentromer bölgesinin translokasyon bölgesine dahil olması sebebiyle embriyo gelişiminin ilerleyen evrelerinde mitotik bölünmelerde hatalara sebep olması nedeniyle ortaya çıkmış olabileceği ayrıca çalışmamızdaki Robertsonian tipi dengeli translokasyon taşıyıcılarının %30’unda izlenen şiddetli erkek faktörünün de ek bir faktör olabileceği düşünülmektedir.
5) Genomics analysis of maternal exomes reveals new candidate genes and pathways for the diagnosis and prediction of recurrent preimplantation embryo arrest in IVF cycles.
Tüp Bebek uygulamalarında tekrarlayan embriyo gelişim arresti olan olgularda tanı ve öngörüye yönelik yeni aday genler: Maternal tüm gen dizileme analizi sonuçları.
S. Kahraman, F. Sagir, B. Yuksel, M. Cetinkaya, M. Gavaz, B. Kara, M. Yesil, G. Akar, S. Buonaiuto, G. Damaggio, M. Fabiani, A. De Marino, V. Colonna, C. Simon, A. Capalbo.
Tekrarlayan embriyo gelişim arresti (duraksaması) IVF’te karşılaşılan en zor durumlardan birisini oluşturmaktadır. Bu olgularda, özellikle ebeveyn akrabalığı olanlarda genetik nedenler rol oynamaktadır. Ancak bu nedenlerin ortaya konulabilmesi için detaylı genetik analizlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada tekrarlayan embriyo gelişim arresti öyküsü olan, sperm değerleri normal bulunmuş çiftlerde alınan kan örnekleri detaylı ekzom testleri yapılmak üzere analiz edilmiştir. Embriyo gelişim yolaklarında görevli 54 gende 62 varyant tespit edilmiştir. Filtrasyon sonrası bu varyantların %12’sinin protein fonksiyonu üzerine yüksek etkisi olan homozigot varyantlar olduğu tesbit edildi. Bu bulgu embriyo gelişim duraksamasına bağlı infertilitenin nedenlerini ortaya koymanın yanı sıra gelecekte olası tedavi alternatiflerinin belirlenebilmesinin de önünü açmaktadır.
6) Oral Dydrogesterone vs. Micronized Vaginal Progesterone(MVP) Gel for Luteal Phase Support (LPS) in FrozenThawed Single Blastocyst Transfer in Good Prognosis Patients.
İyi prognozlu hastalarda dondurulmuş embriyo transfer sikluslarında luteal faz desteği olarak oral didrogesteron ve mikronize vajinal progesteron jelin karşılaştırılması.
G. Özer, B. Yuksel, O. Yucel Cicek, S. Kahraman.
Bu çalışmada modifiye natürel sikluslarda tek blastosist transferi yapılan iyi prognozlu olgularda luteal faz desteği için oral kullanılan didrogesteron ilacı ile vajinal yol ile kullanılan progesteron jel arasındaki gebelik oranları karşılaştırılmıştır. Çalışma sonuçları her iki grupta gebelik oranları arasında bir fark olmadığını göstermiştir. Ek olarak didrogesteron kullanan olgularda ilaç toleransının sıklıkla vaginal irritasyona yol açan jel kullanımına göre daha yüksek olduğu izlenmiştir.
7) Evaluation of Severe Male Infertility in the Light of New Genetic Variations.
Yeni Genetik Varyasyonlar Işığında Şiddetli Erkek Kısırlığının Değerlendirilmesi
M. Gavaz, B. Umay Kara, F. Gokdagli Sagir, B. Yuksel, M. Cetinkaya, S. Kahraman.
Şiddetli erkek infertilitesinde etkenler halen net olarak ortaya konulamamaktadır. Bu olguların bir kısmında olası nedenin genetik faktörlere bağlı olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle merkezimizde şiddetli erkek infertilitesi ile ilişkilendirilebilecek yeni genleri tanımlamak üzere karyotip analizleri normal ve Y kromozom mikrodelesyonu bulunmayan 25 olgunun tüm gen dizileme sonuçları sperm oluşumu ve fonksiyonundan sorumlu tutulabilecek yeni genetik varyasyonların tanımlanmasını sağlamıştır. Çalışmamızın sonuçları erkek infertilitesinin nedenini ortaya koymaya yönelik ipuçları ve gelecekteki tedavilere yön verecek sonuçlar elde edilmesini sağlamıştır.
Doç. Dr. Beril Yüksel