Uygulanan üç veya daha fazla tüp bebek tedavisinde gebeliğin elde edilememesi durumuna ‘tekrarlayan embriyo tutunma başarısızlığı’ adı verilmektedir.

Ocak 2007

 

Bu duruma yol açabilecek nedenlerin ortaya konarak uygun tedavilerin yapılması ise bu sorunu yaşayan ve umutları azalan çiftler için büyük önem taşımaktadır. Daha önce yapılan tedavilerde kullanılan hormon ilaçları ve uygulama şekilleri, gelişen yumurta sayısı, embriyo kalitesi, endometrium diye adlandırılan rahim içi zarının kalınlığı, hastada mevcut ek bir hastalık veya hormonal bozukluk dikkatle gözden geçirilmeli, elde edilecek bulgular ışığında nedeni bulmaya yönelik ileri araştırmalar yapılmalıdır.
 

Tüp bebek tedavisinde başarı şansını artırmada çiftlere hangi incelemeler yapılmalıdır?

Öncelikle kadınlara ait nedenler araştırılmalıdır. Kadında rahim içi boşlukda embriyonun tutunmasını engelleyen bir problemin olup olmadığına bakmak gerekir. Bunlar rahim içi yapışıklıklar, polip veya myom gibi yapılar olabilir. Bu amaçla ultrasonografi eşliğinde rahim içine sıvı vererek (SIS) rahim boşluğunun normal olup olmadığı kontrol edilebilir. Ancak histeroskopi dediğimiz rahim içi boşluğunun endoskopik olarak görüntülenmesi işlemi bize aynı zamanda olan problemin cerrahi olarak tedavi edilebilmesi imkanınıda verir. Ayrıca yumurtalıklarda yer alan bir çikolata kisti, rahimde yer alan bir myom veya hidrosalpenks (tüplerin geçirilmiş iltihap sonrası içleri sıvı dolu genişlemiş bölümleri) gibi başarı şansını azaltan diğer problemlerin laparoskopik cerrahi yönteminin uygulanması ile ortadan kaldırılması başarı şansını arttırmaktadır.

Kadında bazı hormonal bozukluklar da embriyo gelişimini ve embriyonun rahimde tutunmasını engeller. Tiroid bezi hastalıkları, beyinde hipofiz bezinden salgılanan süt hormonu(prolaktin) artışı önemlidir.Kanda bakılan hormon seviyeleri ile bu bozukluklar saptanabilir.Bozukluk saptanan vakalarda yeni bir tüp bebek uygulaması yapmadan önce tıbbi tedavi ile bu durum düzeltilmelidir. Polikistik over hastalığı ve bunun yol açabildiği insülin hormonu artışı gebe kalmayı zorlaştırır,düşüklerede yol açabilir. Bu amaçla insülin direncini azaltan şeker hastalığı ilaşları verilerek gebelik şansı artırılabilir.

Yine bağışıklık ve pıhtılaşma sistemine ait doğuştan veya sonradan gelişebilen sorunların olup olmadığı ileri kan tetkikleri yapılarak araştırılmalı ve gerektiğinde tedavileri de uygun ilaçların kullanılması ile sağlanmalıdır.

Erkeklerde detaylı sperm analizi büyük önem taşır. Sperm sayısında belirgin bir düşüklük varsa,spermlerde hareket azlığı veya şekil bozukluğu varsa genetik testler (Y kromozomu mikrodelesyon testi,sperm FISH testi gibi) yapılmalıdır. Bu testlerde problem saptanırsa yeni bir tüp bebek tedavisinde Preimplantasyon Genetik Tanı tekniklerinden yararlanmak gerekir.
 

Tüp bebek tedavisinde başarısızlık yaşayan çiftlere genetik inceleme uygulanmalı mı?

Yeni bir tedavi öncesi muhtemel bir genetik sorunun tespit edilebilmesi için kadın ve erkeğin kromozom sayısı ile yapısı, periferik karyotip adı verilen kan tetkiki ile tespit edilir. Bu tetkik aynı zamanda uygulamalarda tekrarlayan gebelik kayıpları olan çiftlere de yapılmaktadır. Kadın ve erkeğe ait genetik bir problem saptandığında veya embriyolarda yüksek kromozomal anomali (kromozom bozukluğu) olmasından şüphe edildiğinde de, yeni bir tüp bebek tedavisinde mutlaka ‘preimplantasyon genetik tanı’(PGT) yöntemi uygulanmalıdır. Böylece bu yöntem ile uygun embriyoların seçilerek anne rahmine yerleştirilmesi ve sağlıklı bir gebeliğin elde edilmesi mümkün olacaktır. Kadın yaşının 37 ‘nin üzerinde olması ,erkeğin sperminde DNA bozukluğunu düşündüren bir semen örneği olması,tekrarlayan tüp bebek tedavilerine rağmen gebelik elde edilememesi gibi durumlarda kadın ve erkeğin periferik karyotip tetkiki normal olsa dahi yeni bir tüp bebek tedavisinde PGT yöntemi uygulanmalıdır.

Tekrarlayan başarısız tüp bebek uygulamalarında embriyoların gelişimi ve kalitesini artırmada hangi yöntem kullanılmaktadır?

Bazen tekrarlayan uygulamalarda embriyoların yavaş geliştiği ve kalitesinin iyi olmadığı görülür. Bu sorunu yaşayan çiftlerde ‘endometrial ko-kültür’ yani ‘rahim içi doku kültürü’ kullanılması önerilmektedir. Kadınlarda adetin 21’inci günü rahimden alınan küçük bir doku örneği, laboratuar koşullarında üretilerek doku kültürü oluşturulur ve embriyoların bu doku içinde gelişmesi sağlanır. Embriyo gelişimi için gerekli olan büyüme faktörleri, proteinler ve besleyici maddeler yönünden oldukça zengin olan bu doku kültürü embriyonun gelişimini desteklemekte ve bu ortamda gelişimini sürdüren en iyi embriyoların seçilerek ileri günlerde (örneğin 5. gün) anne rahmine yerleştirilmesi ile gebelik şansı artmaktadır. Bu yöntemi uygulayarak merkezimizde daha önce 3-10 kez başarısız tüp bebek denemesi olan ve gebelik elde edilememiş vakalarda % 40 oranında gebelik elde edilebilmektedir.

Bağışıklık sisteminin desteklenmesi gebe kalma şansını artırır mı?

İleri araştırmalarda çiftlerin bağışıklık sistemine ait bir sorun tespit edilirse, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek ve embriyonun yabancı bir madde olarak algılanarak reddedilmesini önlemek için ‘immunglubulin tedavisi’ gibi yöntemler geçilecek özel bir hasta grubunda (nedeni açıklanamayan ardışık başarısız tüp bebek tedavilerinde ve tekrarlayan çok sayıda düşüğü olan çiftlerde) uygulanabilmektedir. Belli dozda immunglobulin, planlanan bir tüp bebek tedavisinden önce hastaya uygulanmaya başlanmakta ve gebelik oluştuğunda da aralıklarla belirli bir gebelik haftasına kadar kullanılmaktadır.